Türkiyedeki üniversitelerin eğitimi hepinizin malumu, insani olarak zaten kattıkları bir şey yok, eğitimi ise sadece kulak dolgunluğu. Zamanında birinden duymuştum: mühendis olduğumuz için diploma vermiyorlar, diplomayı aldıktan sonra mühendis oluyoruz, kendi çabamızla, ya da öyle bir şey. Bu, Türkiyedeki eğitimin her aşamasında böyle. Liseden sonra üniversite sınavına hazırlanmanın, anlatmaya çalıştığım şeyden bir farkı yok. Lise diplomasını sadece üniversiteye giriş sınavında bir belge olarak kullanıyoruz, bize katmış olduğu pek bir şey yok.
Bunlar bizim hatamız mı? Hayır. Eğitim sisteminin baştan aşağı değişmesi gerek. Klişe olacak ama, ezberci ve öğretmene bağımlı sistemin beyinleri köreltmekten başka bir işlevi yok. Tabi ki bu bilinçli uygulanıyor. Amaç sadece koyun yetiştirmek.
Bu sebeple iş ararken , özellikle mühendislikle ilgili sektör, bunun çok iyi farkında olduğundan, bölümünüzle ilgili en iyi üniversiteden mezun olmuş olun, tecrübeniz yoksa yüzünüze bile bakmazlar. Benim gibi internetten 50 şirkete iş başvurusu yapın bir tanesi çıkıp da "sen kimsin kardeşim" demez. Ne yaparsınız? Çalışmak istediğiniz yere gider, yüz yüze görüşürsünüz, üniversite hocalarınızdan, çalışan arkadaşlarınızdan veya herhangi bir yakınınızdan yardımcı ya da referans olmasını istersiniz. Çok mu işe yarar? Hayır. Ama daha umut verici.
Harita sektöründe mühendise çok ihtiyaç olmasına rağmen iş bulmam zor oldu, diğer sektörleri siz düşünün artık. Hatam, ilkin iş bulma konusunda kimseden yardım istememdi. Karakterim böyle, işimi kendim halletmeye çalışırım. Ama olmadı! Sağolsun bir abimiz durumuma el attı: 5 aydır çalışıyorum işte. İşim ise ilk tesis kadastrosu (basitçe, tapusuz arazilerin tapularını veriyoruz). Tecrübelerimi, teknik olsun, iş ilişkileri olsun, aktarmaya çalışacağım.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder